Genel Başkan’dan başlayarak, tanıdığım MYK ve PM üyelerine, milletvekillerine, belediye başkanlarına, il, ilçe örgüt başkanlarına, yöneticilerine ve üyelere, “Gerçek seçim çalışması seçimin hemen ertesi sabahı başlar” düşüncesini egemen kılalım diye dil döküyorum, hatta kimilerine de bunun için yalvarıyorum. Ama gel gör ki, parti içinde iktidar olmakla yetinelim düşüncesini hâkim kılanların kurduğu düzende bir delik bile açamıyorum.
CHP’nin 16-17 Ocak 2016’daki olağan kurultayı öncesi il ve ilçe kongreleri yapılıyor. Kimi kongrelerden gelen görüntüler, tartışmalar, sürtüşmeler, kavgalar, kongre öncesi kulisler, pazarlıklar, dedikodular CHP aleyhine yayın yapmak için her fırsatı değerlendiren iktidar yanlısı medyaya, tepe tepe kullanacakları malzemeleri bolca veriyor. Onlar da, bu fırsatı kaçırmıyor ve verilen malzemeleri, “Bu CHP’liler daha aralarında anlaşamıyorlar, ülkeyi nasıl yönetecekler?” algısını yaymakta kullanıyorlar.
Sorunsuz geçtiği sanılan kongrelerde bile adayların etrafında oluşmuş gruplar arasında sessiz çekişmeler yaşanıyor. Dişler sıkılıyor, pozisyonlar alınıyor, gruplaşmalar oluyor. Hangi kongrede ne oldu diye liste yapmanın gereği yok. Partiyi biraz yakından izleyen herkes durumu biliyor.
AKP iktidarının yerini sağlamlaştırarak ilerlediği, başkanlık sistemine doğru ülkeyi sürüklediği bir dönemde, CHP kongrelerinde, adayların ve destekçilerinin tüm enerjilerini birbirilerini yenmeye, bozmaya, yıpratmaya, harcamaya, hakaret etmeye ayırmasına söyleyecek söz bulamıyorum.
Altını çize çize partililerin bulunduğu her ortamda söylüyorum; “Seçim geleceğe ilişkindir. Halk ise umuda oy verir. Gelecekteki seçim için seçmenle herkesten önce ilişki kurmak, umuda oy vermelerini sağlamak demektir. Geçmişe ilişkin eleştirilerle, sert protest söylemlerle, sürekli isyankâr görüntüsü sergilemekle başarı gelmez.”
Bu nedenle de, “Gerçek seçim çalışması seçimin hemen ertesi sabahı gelecekteki seçim için başlar” cümlesi temel öğretidir.
Ben bunları söylemesine söylüyorum, ama CHP’nin genelinde ise bu öğreti, “Gerçek seçim çalışması kongrelerin, kurultayların hemen ertesi günü gelecekteki kongreler ve kurultaylar için başlar” olarak hayata geçiriliyor. Kongre ya da kurultay biter bitmez, CHP’li CHP’liden il, ilçe başkanlığı, yönetim kurulu üyeliği, delegelik, belediye başkanlığı, belediye meclis üyeliği, milletvekilliği, parti meclisi üyeliği gibi koltukları kapmak için bir sonra ki kongre ya da kurultay için çalışmaya başlıyor.
CHP, halkı az severek, halkın kendisini çok sevmesini bekleyen parti görüntüsündedir. Biliyorum ki yazıyı okuyanlardan bazıları, hemen açığımı bulmuşçasına, “Sen bize nasıl halkı az sevdiğimizi söylersin” diye köpürecektir.
CHP’nin halkı az sevmesi, aslında az çalışmak demektir. Az çalışan örgütler, halkın sadece CHP’li kesimlerine ulaşıp diğer bölümü ile ilişki kuramadığı, bunlar yobaz, gerici yanımıza çekemeyiz bahanesinin arkasında tembellik yaptıkları için, halk CHP hakkında ona oy vermeye ikna olabilecek kadar bilgi sahibi değildir. Halkın CHP’yi çok sevmesi, örgütlerin çok çalışması sayesinde onu daha yakından tanıması ile olacaktır.
Uzun lafın kısası, CHP sırtında kambur gibi duran, parti içinde iktidar olmaya odaklı hastalıklı örgüt yapısını söküp atmadıkça yüzde 25’i bile göremez. Bu nedenle ilk etapta oy oranını artıracak, ikinci etapta birinci parti olmasını sağlayacak, son etapta ise tek başına iktidara getirecek “YENİ ÖRGÜT VE YENİ ÇALIŞMA MODELİ” projesi mutlaka uygulanmalıdır.
Ama adım gibi biliyorum ki, hiç hak etmedikleri halde partinin verdiği makam mevkilerinde oturanları rahatsız edecek bu projemin hayata geçirilmesine fırsat tanınmayacaktır.
CHP’nin mevcut örgüt ve üye yapısından, “Çalışayım da partim iktidar olsun, makamım, mevkiim, koltuğum olmasın önemli değil” diyebilen partilileri çıkartabilmek hayaldir, hayal.
Gürbüz Evren /Gerçekgündem
0 yorum