Pazar günü sonuçlanan İstanbul İl Kongresi’ nde kavga gürültü çıkmaması sevindiriciydi. Çünkü İzmir ve ardından Antalya İl Kongreleri’nin ağız dalaşını aşarak yumruklaşmalara sahne olması ister istemez bir beklenti yaratmıştı ama beklenen olmadı. Son derece centilmence bir yarış yaşandı ve yarışın galibi Cemal Canpolat oldu.
Canpolat ve ekibinin başarısı sıradan bir kongre sonucu değildir. Çünkü Canpolat, tabanın uzun süredir beklediği "sol" söylemlerle başladı bu yarışa ve konuşmasında da üstüne basa basa "sol" dedi.
Merkeze kaymakla suçlanan ve kaydıkları oranda oy artışı konusunda bir fayda sağlamayan Genel Merkez’e tabanın bir mesajı gibi geldi bu sonuç bana.
Son geceye kadar adaylık için yeterli imzayı toplayan 3 aday olduğu biliniyordu. Ancak kongre başlar başlamaz Necdet Saraç'ın yaşananları ve ortamı "kirli" bulduğunu belirterek
adaylıktan çekilmesi dengeleri değiştirdi. Saraç'la birlikte hareket eden ilçe başkanları ve belediye başkanları yeni pazarlıklara başladılar. Bu gelişme de ister istemez önceden verilen sözlerin yerine getirilmesini güçleştirdi. Yarışta kalan Gökan Zeybek ve Cemal Canpolat'a zor anlar yaşattı. Her iki cephede de küskünlükler yaşandı. Ancak sonuca bakarak Saraç'a gidecek oyların büyük bölümü Canpolat' a gitti diyebiliriz.
Kongrede ilginç bir gelişme de genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu' nun hiçbir ismi işaret etmediğini bildirdiği halde bazı genel merkez yöneticilerinin "Biz konuştuk Genel Başkan Gökan Zeybek'i işaret etti" şeklindeki propagandalarının Canpolat'ın galibiyeti ile Genel Merkezi yendiği izlenimi yaratması oldu. Yani Cemal Canpolat'ın başarısı, Genel Başkan ile bazı yöneticilerin arasını bozacak gibi duruyor.
Baykal Adı Kaybetmek İçin Yeterli
Öte yandan anlatılması gereken bir gelişme de önce Cemal Canpolat'ın yanında yer almaya niyetli Mehmet Sevingen'in, Deniz Baykal'ın telefonda "Sen Antalya’da bizi yenen adamın listesine nasıl destek olursun?" uyarısı ile Gökan Zeybek'in listesinde yer almasıydı. Ancak aday listeleri okunurken var olan Sevingen'in listeler matbaaya giderken çıkarılması ise akıl almaz kulisler döndüğünün işaretiydi. Sevingen, bağırıp çağırmadı; göstere göstere oyunu Cemal Canpolat'ın sarı listesine verdi ve salonu terk etti.
Baykal'ın, Zeybek'i desteklediğinin öğrenilmesi ise Zeybek'e ikinci bir darbeydi.
Beni salonda en çok üzen konu sosyal demokrat bir partide, adayların mezhepleri üzerinden kulisler yapılmasıydı.
Şunu belirtmeli ki, sadece İstanbul değil, birçok yerde "Aleviler partiyi ele geçiriyor" gibi konuşmalar yapılmıyor değil. Bu konuyu açmak bile ayıp gibi geliyor bana ama kapalı kapılar arkasında konuşulanlara daha açık yanıt vermek de gerekiyor.
CHP’de Sünni kökenli birçok ilçe başkanı, il başkanı ve yönetici geldi geçti. Hatta uzun yıllar o koltukları işgal ettiler ve hiçbir zaman "Sünniler partiyi ele mi geçiriyor?" diye gizli ya da açık bir söylemleri olmadı.
Ayıptır beyler!
CHP laikliğin güvencesi bir partidir ve öyle kalacaktır.
Mezhep üzerinden politika yapacak olan varsa böyle bir parti uzakta değil. AKP davet ediyor sizi.
Tayfun Talipoğlu/abcgazetesi
0 yorum