Bir ülkede dincilik yarışı başladı mı o ülke asla iflah olmaz. Ülkemizi 2002 den beri 14 yıldır yöneten AKP-RTE iktidarı her zaman ve her fırsatta dini simgeleri, dini düşünce uygulamaları sürekli ön plana çıkarırken, İmam hatip gibi dinsel eğitim veren okullara daha çok önem vermekte. Hele İmam Hatip Okullarına devamlı öğrenci kaydırma çabası içindedir. Bu okullara öğrenci eğilimini artırmak için, bu yaz boyunca bütün belediye otobüslerinde, “imam hatibe kayıt yaptıranlara burs yanında öğle yemekleri de verilecek” ilanları okuduk. Oysa İmam Hatipler asla çağdaş bir eğitim veremez, kaldı ki bilimsel hükümler dinsel hükümlerle çelişir bağdaşmaz; bu çelişmenin en açık örneğini Evrim Teorisinde görürüz. Prof. Dr. Celal Şengör, İmam hatipler konusunda bakınız ne diyor: “İmam hatipler Türk milletini zehirleyen bir zehirdir, bu okullar ülkeyi Orta Çağ değil, Orta Çağın bile gerisine götürmektedir hemen kapatılmalıdır”. Dinsel şartlandırmalarla böyle okullardan mezun olanlar, araştırma, tartışma, sorgulama çabası içinde olamazlar, daima biatçi, körü körüne verileni ezberleyen bir zihniyet içindeler. “Yaratıcılık Allah’a mahsus” diyerek hiçbir yeniliğin peşinde çaba harcamazlar; bilinçsiz halkın “icat çıkarma” ikazı da buna eklenince, Müslüman ülkelerin hemen hepsinde geçerli olan böylece bilimsel yaratıcılık da yok edilmiştir. (Müslüman ülkelere bir bakın neyi icat etmişler, kaç tane Nobel alan var). Geri kalmışlığın verdiği aşağılık duygusu ile hemen hemen terörün her çeşidi Müslüman ülkelerden çıktığı için işte bu çelişkiyi, bağnazlığı gören Batı ülkeleri, (ABD de olduğu gibi) “Müslümanları ülkemize almayalım” demeye başlamışlardır. ABD’de gelecek yıl yapılacak başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçilerin başkan aday adaylarından Donald Trump, Müslümanların ülkeye alınmamasını istedi.
DİNCİ, MEZHEPÇİ BAĞLAŞIK VE POLİTİKA ÜLKEYİ KAOS SÜRÜKLER
Bunun yanında AKP-RTE iktidarı dış politikasında bile din ve mezhep ayrımcılığı yapmakta özellikle mezhepler arasında ayırımcı bir bakış ve uygulama içindedir. (Örneğin Başbakan Erdoğan “Reyhanlı'da 53 sünni vatandaşımız şehit edildi.) Ne ki Müslüman görülen dinci terör gruplarını bile destekler tavır içindeler. Örneğin Mit Tırlarının taşıdığı ağır silahların IŞİD dinci militanlarına gittiği, Alevi Esat’a karşı savaşan IŞİD, El Nusra, Hizbullah gibi terör gruplarının yaralı komutan ve liderlerinin Güney Doğudaki sınır illerimizde tedavi edildiği, dünyanın değişik yerlerinden gelip de bu gruplara giden dinci militanlara geçiş sağlandığı giden yıla kadar medya organlarınca yazılıp söyleniyordu.
Terör örgütü Taliban lideri, “kadim dostları” Hikmet Yar’ın dizinin dibinde icazet almak; On binlerce kişinin katili Sudan Başkanı “kan kardeşleri” Ömer El Beşir’le dostluk; Terör örgütü Hamas lideri “ kankaları” Halid Meşal’le dostluk; her ülkeden kovulup, İstanbul’da ağırlanan “mezhep kardeşleri” terörist Müslüman Kardeşlere yakınlık; komutanlarını Türkiye’de tedavi ettirip, tatil yaptırdıkları IŞİD’ e yakınlık, ABD’ce El Kaide bağlantısı nedeniyle “küresel terörist” olarak aranan El Kadı’ya kadar ne kadar terör örgütü ve kişi varsa hepsiyle sarmaş-dolaş olmaları dinsel ve mezhepsel kökenli bağlaşık değimlidir. Böylece bu dinsel kökenli tüm bağlaşık ve politikalar ülkeyi kaosa, çıkmaza götürür. Türkiye de, Orta Doğu’da şimdi bu düşünceden doğan sakat politikaların sancısını, kaosunu, sıkıntısını yaşamaktadır.
KÜÇÜK ÇOCUKLARA DİN ŞARTLANDIRMASI ÇOCUK HAKLARI İLE BAĞDAŞMAZ
İçine girmek için 50 yıldır çabaladığımız AB ülkelerinde zorunlu eğitim kesintisiz 12 yıl iken, biz de buna paralel yasa ve uygulama ile eğitim verir hale geldiğimizde, 2002 de gerici AKP-RTE iktidara gelince bu eğitimden saptı; çıkardıkları yasa ile 12 yıllık kesintisiz eğitimi kesintili ve dinci hale getirdiler. Oysa Çocuk Hakları Sözleşmesine göre, 12 yıllık kesintisiz eğitimi tamamlamadan çocukları başkalarının telkini ile bir dine zorlamak ve telkin etmek yasaktır. İşte AKP-RTE dinci iktidarı, bu kuralı ihlal etmekte, daha ilkokuldaki çocuklara dini telkin ederek baskı altına almakta, uygulanan bu düşünce AB ülkelerinin eğitim sistemleri ile tamamen çelişir.
Bütün bunlar ayrı bir yazı konusu olduğu için biz asıl dinci şartlanmanın bir iki ilginç örneği üzerinde duracağız.
Daha önceleri meydanlarda, “Tayyip gö….yün kılı olurum” diye bağıranları, R.T.Erdoğan’ı “peygamber nişanı” benzetmesi ile kutsayanları duymuştum da, aşağıdaki imamın duygu ve düşüncelerini, benzetmelerini duymamıştım, duyunca da öğrenince de çok şaşırdım. Pes doğrusu. Bir yerde, ülkede dincilik yarışı başladı mı o ülkede hurafeler ayyuka çıkar, uyduruk halifeler hortlar insanlar gericiliğin batağına saplanır. Artık aklı mantığı galebe çalanlar iyi düşünüp tartsınlar. Böylece insan beyninin aşırı dinci söylemler, propaganda ve telkinlerle nasıl efsunlandığını, insanların nasıl canlı bomba haline getirildiğini düşünün. Aşırı dinciliğin insanları nasıl köleleştirdiğine çeşitli örnekleri verebiliriz. Cahil-geri kalmış insanlarda güce tapma inanç ve bağnazlığı vardır, o nedenle güçlü gördükleri IŞİD gibi dinci gruplara meyil ederler. Güya din-şeriat savaşçılarının (IŞİD çilerin) cinsel arzularını yerine getirmenin sevaplığına inanan, kandırılan genç kızlar, kadınlar dinci militanların altına yatmak için nasıl gizlice IŞİD’e kaçtığını, nasıl beyinlerinin yıkandığını düşünün. Din adına savaşmak, Suriye’deki dinci gruplara yardım için Tunus’tan gelen nice kadınlar, hamile olarak Tunus’a döndüklerini Tunus yetkilileri açıklamışlardı.
DİYANET DAHA EVRENSEL VE ÇAĞDAŞ DÜŞÜNMELİ
Diyanetimiz sitesinde sapıkların sorularına sapıkça yorum yapacağına, daha çağdaş düşünmelidir. “Bir babanın öz kızına duyduğu şehvet, karısıyla olan nikâhını düşürür mü?” “Kızıma şehvetle sarıldım, acaba karımla nikâhım düştü mü?”; “Altı yaşındaki çocuk evlenir” fetvaları ile uğraşacağına, çocuk psikolojisi, evrensel hukuk değer ve kurallarını da göz önüne alarak Laik TC nin bir kurumu gibi davranmasını beklerdik. Ne hikmetse dinci baskı arttıkça, çocuk gelinler, tecavüz ve kadın cinayetleri artarken böylesine sapıkça olaylar karşımıza çıkmakta.
İMAMIN SAPIKLIĞI
Ekte bulunan emekli imam Eyüp Sabri Esenkal’ın Twıtlarını okuyunca bu yazıyı yazma gereğini duydum. Adı geçen imamın tanıtım Twıtınde bakın neler yazıyor. “Malülen Emekli Cami İmamı. Yenifakılı Köyü İlim Yayma Cemiyeti Eşbaşkanı. Ateizm Derneği Bşk. Yardımcısı. Elidor Yıpranmış Saçlar Uzmanı. Kısa Muska Yazarı”.
Adamın ne hünerleri varmış; hele şu Ateizm Derneği Bşk.Yardımcısına kafamı taktım. Bir din adamı nasıl oluyor da dinsizlerin derneğinde yönetici olarak bulunuyor. Sanırım siz de benim gibi şaşırdınız; siz yine şaşadurun, ben daha başka şaşılacak bir yanına değineceğim, hem de kendi twıtınden.
Bu Emekli İmam Efendi Eyüp Sabri Esenkal, bir sosyal paylaşım sitesinde attığı twıte bakınız, Cumhurbaşkanının eşi olmayı şehitlik mertebesine yükselterek kutsarken, “Cumhurbaşkanının karısı bile olurum” diyerek ermişliğin zirvesine çıkıyor. İrtica palazlandıkça, dinci baskı ve eğitim arttıkça ülkede neler yetişiyormuş, meğer görün de parmağınızı ısırın.
Bu Emekli İmam Efendi, bu acayip twıttınde aynen şöyle yazmış:
“”Reis-i Cumhur’un zevcesi olmak (Cumhurbaşkanının karısı-eşi olmak), her kula nasip olmayan bir şeydir. O hanımlar Allah katında şehit muamelesi görürüler”. Vay vay yaşadı Cumhurbaşkanı R.T.Erdoğan’ın Eşi Emine Erdoğan, böylece bir alt fetva ile şehitler mertebesine ermiş oldu.
Durun hele, Toros Avşarlarının bir benzetmesi vardır, “turpun iyisi heybede” diye. Sapıklığın gerisine bir bakın. Aynı Emekli İmam Efendi, bilmem kaç yerde eli olan başkanlığı olan Eyüp Sabri Esenkal, bakınız başka bir twıtında neler yazıyor: “Gerekirse cinsiyet değiştirme ameliyatı ile kadı olurum Reis-i Cumhur ile evlenirim o istesin yeter, dinimiz de buna izin verir zaten”. Aman Tanrım bun nasıl sapıkça paranoya imam efendi!
İnanmazsınız diye o sosyal paylaşım sitesindeki mesajları da kopyalayıp yazıma ekliyorum. Siz dinsel kökenli böylesine bir sapıklık gördünüz mü? Bu sapık imamın sitesinde öylesine kuşaktan aşağı küfür, argo, aminaye mesajlar var ki, utandığımızdan buraya hepsini alamadık. Din eğitimi, baskısı arttıkça, insanlar tabulaştırılır, uyduruk halifeler çıkar, cinsel sapkınlıklar görülür ve bunları günümüzde yaşamaya başladık.
İşte dediğimiz gibi bir yerde dincilik eğilimi artınca, hele bu devletin başındakilerin öncülüğünde yapılırsa böylesine sapkın durumlar karşımıza çıkar.
Cevat Kulaksız
ckulaksizster@gmail.com
0 yorum