7 Ocak 2016 Perşembe

Cumaya gitmesek de kapalıyız - Tayfun Talipoğlu

Cumaya gitmesek de kapalıyız - Tayfun Talipoğlu
Başbakan Ahmet Davutoğlu "cuma namazı" için yapılacak düzenleme ile ilgili açıklama yaparken 1950’li yılların Başbakanı Adnan Menderes'i hatırlattı. Menderes, "Artık bu ülkede herkes göğsünü gere gere ;Müslümanım diyebilecek" demişti. Yani var olan bir temel insan hakkını -inanç özgürlüğünü-  yokmuş gibi göstererek laikliğe ilk darbeyi vurmuş, sonrasında kendisini izleyen sağ ve merkez sağdaki tüm liderler de aynı sömürüye devam etmişlerdi.
93 yaşında amcama, 82 yaşındaki babama, "Hani, cuma namazına gitmenin yasak olduğu ya da Müslümanım diyenlerin cezalandırıldığı bir dönem vardı da biz mi bilmiyoruz" diye de sordum. Böyle bir yasaklama olmamış fakat Başbakan Davutoğlu haklı. Çünkü bu mağduriyet edebiyatı tutuyor.
Hem de öyle tutuyor ki bir defasında 16 yaşında bir gence "Asgari ücretlisin, niye CHP’ye oy vermedin" diye sorduğumda, genç "CHP camileri ahır yapmış, yakmış" demişti. "Kim söyledi, nereden biliyorsun?" soruma da "Tayyip söylüyor" karşılığını vermişti.
Gerçi bu tarz gerçek dışı iddialar Recep Tayyip Erdoğan'a yakışıyor da bir bilim adamı olan ve vesayetten kurtulsa iyi bir Başbakan olacak Davutoğlu'na yakışmıyor.
Mesela, Davutoğlu "türbanlı bacımıza!" yapılan 100 kişilik akıl almaz fanteziyi dile getirmiş olsa ve o bir türlü ortaya çıkmayan görüntülerden söz etse inandırıcı olamazdı.

Düzenleme Gerekliydi
Öte yandan cuma namazı saatinin resmi olarak tatil olması düzenlemesi de artık gerekliydi. Çünkü namaz için izin almak, mesaiye gecikince "namazdan geliyor" olmak Allah ile kul arasında kalması gereken bir konunun gösteriye dönüşmesine neden oluyordu.
13 yıllık AKP iktidarında cumaya gitmek mesleki yeterliliğin önüne geçmiştir. Cuma namazı; işe almadan, atamaya ve terfilere kadar geçer akçedir artık ülkemde. TRT'ye dışarıdan program yaptığım dönemde inancı konusunda samimiyetinden şüphe etmediğim Genel Müdür İbrahim Şahin anlatmıştı: Bazı personeller, Genel Müdür’ün gittiği camide ona görünemezlerse TRT kimliklerini camiye bilerek düşürüyorlarmış. İmam da kimlikleri tutanakla nizamiyeye teslim edince "Cuma namazına gittiğim tescillendi" diye düşünüyorlarmış.
Gerçekçi olalım, özellikle devlet dairelerinde cuma günleri fiilen tatil oldu neredeyse. Öncesi abdest gösterileri, sonrası yenilen toplu yemeklerde uzun sohbetler cuma gününü iptal ediyordu zaten.
Namaza gitmeyenler içinse kahvehanelerde okey ya da batak saati olmuştu cuma namazı arası. Mesaiden çalıyordu memurum.
Şimdi vatandaş bilir ki bu zaman aralığında devlette işler duracak. Kendini ona göre ayarlar. Laiklik ilkesi ile bağdaşır mı derseniz? Bağdaşsa da bağdaşmasa da gelinen nokta budur. Hem de devletim kim namaza gidiyor, kim gitmiyor, hangi camiye gidiyor, kim kahvede, oyunda... daha rahat  tespit eder ve fişler. Biliyorsunuz bu önemli. Bir hakim arkadaş yakınıyordu geçenlerde "Yargı mensuplarını bile takip ediyorlar" diye. Bakkala soruyorlarmış, "İçki alıyor mu, alıyorsa ne alıyor? Nasıl yaşıyor?" diye.
Hey gidi günler eskiden komünist takip ederlerdi, şimdi yasamada yürütmede sosyal demokrat  bile kalmadığı için birbirlerini izliyorlar.
Hayırlı cumalar...

Tayfun Talipoğlu/abcgazetesi
Disqus Yorumları Yükle

0 yorum

Disqus Shortname

Comments system