Bu gecikmeli, siyasi rüzgarın AKP ve Tayyip Bey'in lehine esmesinin beklenmesinden sonra, yaklaşık altı ay gecikme ile gelen bu tutuklama kararının, hukuki olmayıp siyasi bir karar olduğunu, 26/11/2015 tarihli makalemizde dile getirmiştik. Aynı görüşümüzde bir değişiklik olmamıştır.
İki ayı aşkın bir süredir tutuklu bulunan Can DÜNDAR ve Erdem GÜL haklarında geçtiğimiz günlerde iddianame düzenlenmiş ve haklarında;"Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme", "Devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama", "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen yada tamamen engellemeye teşebbüs etmek" ve "Silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek isteyerek yardım etme" suçlarından ayrı ayrı bir kez ağırlaştırılmış müebbet, bir kez müebbet ve 30 yıla kadar hapis cezaları istenmiştir.
Tamamen gazetecilik görevlerini yerine getiren ve halkımızın bilgi edinme haklarına katkı sunan ve esasen; aynı bilgi ve görüntülerin daha önce şu veya bu yolla kamuoyunun bilgisine sunulması nedeniyle, herhangibir gizliliği kalmamış bulunan ve Suriye sorununda safını açıkça belli eden AKP iktidarının, Suriye sorununa ilişkin politikalarında, açıklandığında devletin güvenliğini tehdit edebilecek hiçbir gizliliğin ve sırrın kalmamış bulunması, bilakis, MİT Tırları haberlerinin açığa çıkmasının; ülkemizin ve devletimizin güvenliğini tehdit altına sokan yanlış Suriye politikasından dönülmesine sunacağı katkı düşünüldüğünde,devletimizin yararına olduğu düşünüldüğünde, Can DÜNDAR ve Erdem GÜL'ün suçlandıkları, "Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme", "Devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama" suçlarının işlenmiş olduğundan bahsedilemeyeceği çok açık ve nettir.
Katalog suçlardan olması nedeniyle, gerekçe göstermeden şüpheli ve sanıkların kolaylıkla tutuklanmalarını ve uzun süreli tutuklu kalmalarını yasal olarak mümkün kıldığı için,AKP iktidarına muhalif olan herkese kolaylıkla yapıştırılan,"Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen yada tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçlaması ise tamamen hukuk dışı ve çok komik bir suçlamadır.
Ellerinde, yazı yazdıkları kalemlerinden başka, Hükümeti ortadan kaldırmaya elverişli, cebir ve şiddet üreten hiçbir silah ve aletleri bulunmayan Can DÜNDAR ve Erdem GÜL hakkında bu suçlamanın yapılabilmesi, inanın,bu suç türleriyle ilgili birçok soruşturmalar yapan emekli bir savcı ve bir hukukçu olarak, bizi; ağlatmalı mıdır, güldürmeli midir, olduğumuz yerde tepindirmeli midir, hukukçuluğu bıraktırmalı mıdır, imdat hukuk ve adalet nerede, adaleti kurtaracak bir insan oğlu yok mudur diye avaz avaz bağırtmalı mıdır, yoksa hepsini birden mi yaptırmalıdır? İnanın, bir karar veremiyoruz.
Gazetecilerin; haber yapmaktan ibaret eylemleri, nasıl Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs oluyor, anlayamıyoruz.
Ceza hukukunda muhtelif suç tipleri vardır. En klasik suç tipi ayrımı, tehlike suçu ve netice suçu ayrımıdır.
Tehlike suçlarında; suç olan eylem, bir tehlike ve risk doğurduğu için ceza kanunlarında suç olarak kabul edilir ve faili cezalandırılır. Örnek verecek olursak, ceza kanunlarında suç olarak kabul edilen çeşitli amaçlarla suç örgütü kurmak suçu, bir tehlike suçu olup, suç örgütünü kurmakla bir tehlike yaratıldığı için, suç örgütünü kurmak, başlıbaşına bir suç olarak kabul edilir, suçun oluşması ve tamamlanması için, örgütü kuran kişilerin, örgütün kuruluş amacı olan amaç suçları işlemeleri gerekmez. Zira, tehlike suçları durağandır, Hükümeti devirmek, anayasal düzeni ortadan kaldırmak amacıyla silahlı bir örgüt kurulduğunda, hükümeti devirmeye, anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs edilmese dahi, örgüt kurmak suçu oluşmuştur, bir neticeye yönelmek, o neticeye doğru bir teşebbüs eyleminde bulunmak gerekmez.
Can DÜNDAR ve Erdem GÜL, hükümeti ortadan kaldırmak amacıyla bir örgüt kurmuş değillerdir.Bireysel olarak, gazetelerinde yazdıkları görüntülü MİT Tırları haberi nedeniyle, Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs etmekle suçlanmaktadırlar.
Hükümeti devirmek, bir netice suçu olup, bu nedenle bu suça teşebbüs mümkündür.
Ancak, teşebbüs; adı üzerinde, failin elverişli vasıtalarla icraya başlayıp, kendi arzusu ve iradesiyle vazgeçerek veya kendi arzusu ve iradesi dışındaki, karşı koyamadığı başka bir dış etken ve engelle tamamlanamayan ve neticesi alınamayan, bir eylem türüdür.
Amaçlanan ve işlenmesine başlanarak teşebbüs edilen bir suçu oluşturan ve neticelendiren tüm maddi eylem ifa edilerek tamamlanmış,geriye ifası gereken bir eylem kalmamış ve amaçlanan suç hasıl olmuşsa, yani netice alınmışsa, teşebbüs aşamasında kalan bir eylemden ve suçtan bahsedilemez, artık tamamlanmış bir suç var demektir.
Teşebbüs olarak değerlendirilen, teşebbüs aşamasında kaldığı iddia edilen eylem, failin kendiliğinden vazgeçmesi veya failin iradesi dışındaki, onun karşı koyamadığı bir dış etken olmadığı halde tamamlanmış o eylemin daha ötesi olmadığı halde, o eylem ile amaçlanan suç neticesinin elde edilmesi mümkün değilse, artık ortada tamamlanmış bir suç olmadığı gibi, teşebbüs aşamasında kalmış bir suçtan da bahsedilemez.
Bu teorik açıklamalarımızı, Can DÜNDAR ve Erdem GÜL'e atılı bulunan MİT Tırları haberi eylemine ugularsak; Can DÜNDAR ve Erdem GÜL, suçlandıkları MİT Tırları haberini ve görüntülerini gazetelerinde yayınlamakla, eylemlerini tamamlamışlardır, kendi iradeleriyle eylemlerinden vazgeçmeleri veya kendi iradeleri dışında karşı koyamadıkları bir dış etkenin mani olması nedeniyle eylemlerinin tamamlanamaması ve yarıda kalması söz konusu değildir, artık yarıda kalmış ve tamamlamaları gereken bir eylem yoktur.Tamamladıkları, cebir ve şiddet içermeyen bu eylemleri sonucunda, cebir ve şiddet yoluyla Hükümet de ortadan kalkmamış ve görev yapamaz hale gelmemiştir. Çünkü, bir gazetecinin kalemiyle yazdığı bir haberden dolayı, bugüne kadar dünyada hiçbir hükümet, cebir ve şiddet yoluyla devrilmemiştir, bundan sonra da devrilmesi asla mümkün değildir.Bu türden bir haber değil, bin haber yayınlasanız da, asla cebir ve şiddet yoluyla Hükümeti ortadan kaldıramazsınız, bu suçu işlemiş veya teşebbüs etmiş olamazsınız.Tıpkı toplu iğne ile kuyu kazılamayacağı gibi.
Ancak, bizim ülkemizde pek tanık ve alışık olmadığımız ve bundan sonra da tanık olamayacağımız bir gerçek vardır ki; gazetecilerin, Watergate skandalında olduğu gibi, siyasilerin gizli kalan bazı skandallarını gazetelerinde haber yaparak kamuoyuna duyurmaları halinde, devlet ve hükümet başkanları istifa etmek zorunda kalmışlardır.
Can DÜNDAR ve Erdem GÜL'ün; gazetelerinde, MİT Tırlarını haber yapmalarından ibaret eylemleri, Hükümeti cebir ve şiddet yoluyla zorla ortadan kaldırma sonucunu ve suçunu oluşturacak uygun bir eylem olmamakla birlikte, Amerika ve batı ülkelerinde, Hükümetin toptan istifa ederek, kendi istekleriyle görevi bırakmaları sonucunu doğurabilecek nitelikte bir eylem olarak değerlendirilebilir.
Son söz; bu makalemizde, ceza hukuku açısından teşebbüs ve tamamlanmış suç kavramlarını yeniden hatırlatarak izah etmek zorunda kaldığımız için, bildiklerini tekrarlamamız nedeniyle sıkılan ve bize katlanmak zorunda kalan tüm hukukçu okurlarımızdan özür diliyor, hukukçu olmayan okurlarımızı bir nebze aydınlatabildiysek, bundan dolayı da mutluluk duyuyoruz.
04/02/2016
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi Avukat
0 yorum