O günden bu güne kadar 1965 seçimlerinde, fakülte döneminde gençlik olarak idolümüz (örnek aldığımız), sonranın döneği Çetin Altan’ın adaylığı nedeniyle Türkiye İşçi Partisine verdiğim oy hariç, her dönemde ve her koşulda Cumhuriyetin Kurucu Partisi CHP’ye oy verdim…
Dile kolay 55 yıllık seçmenim…
Emekli olduğumda beride CHP üyesi ve delegesiyim…
Bu nedenle partimin yönetiminde bulunmamakla birlikte, partimin politikaları hakkında söz söyleme hakkına sahip olduğumu düşünüyorum…
Bütün yaşamım boyunca en zor koşullarda bile yanlışın karşısında yer alan, daima doğruları savunmaya çalışan biri olarak partimde yapılan her yanlışa, acaba yukarıdakiler nasıl karşılar endişesine kapılmadan düşüncemi açıklar ve Partimin Genel Merkezine de bildiririm…
Bu tavrımın, partiye yararı dokunur diye haklı olduğu düşüncesindeyim…
CNN Türk Televizyonunda Ahmet Hakan’ın sunduğu “Tarafsız Bölge” programına çıkan yılların CHP’lisi Deniz Baykal, medya önünde partiyi yerden yere vurarak, iç ve dış politikada zor anlar yaşayan AKP ve yandaşlarına partimi eleştiri malzemesi yapmasını ve AKP değirmenine su taşımasını içime sindirememiş ve 16.02.2016 tarih ve “Mutlu musunuz?” başlıklı yazımla tepkimi göstermiştim…
Bu yazım, tanıdığım birçok partilimizden de olumlu tepki alınca, onlarında olayı kabul etmediklerini anladım…
Programdan sonra üç gün geçmesine karşın, Genel Merkezin, kendilerinden habersiz bu programa çıkan ve parti kurullarında yapması gereken konuşmayı kamuoyu önünde yaparak partiyi yıpratan Deniz Baykal hakkında işlediği parti suçu nedeniyle gereğinin yapılacağını umutla bekledim…
Ne yazık ki umutlarım boşa gitmiş…
Bu nedenle yazmak zorunda kaldım…
Aylin Nazlıaka hakkında başlatılan disiplin işleminin, Deniz Baykal hakkında başlatılıp başlatılmayacağını merak ediyorum…
Başlatılmayacaksa, neden başlatılmadığı gerekçelerinin örgüte açıklanması gerektiğini düşünüyorum…
Merakla bekleyip sonucu göreceğiz…
18.02.2016
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı
0 yorum