18 Ocak 2016 Pazartesi

Diktatör bozuntusu hakaret midir? - Güner Yiğitbaşı

Diktatör bozuntusu hakaret midir? - Güner Yiğitbaşı
CHP Genel Başkanı Kemal KILIÇDAROĞLU; bizim de televizyonumuzun başında izlediğimiz, partisinin 35.Olağan Kongresinde geçtiğimiz cumartesi (16.01.2016) günü yaptığı açılış konuşmasında, tarafsız davranmayan ve bu nedenle namusu ve şerefi üzerine yapmış olduğu tarafszılık ve anayasaya bağlılık yeminine aykırı davranan Cumhurbaşkanı Tayyip Bey için de uzun bir paragraf açarak, Tayyip Bey'i diktatör bozuntusu olmakla suçlamış ve yeminine bağlı kalmadığı sürece de, dozunu daha da artırarak, Tayyip Bey'e yönelik eleştirilerini sürdüreceğini, kamuoyuna ilan etmiştir.

KILIÇDAROĞLU'nun, Tayyip Bey'e yönelik eleştirileri ve kendisini diktatör bozuntusu olarak yaftalaması, en başta Başbakan Ahmet Bey olmak üzere, AKP çevrelerinden  ve AKP yandaşı havuz medyasından büyük tepki ve eleştiri görmüş ve KILIÇDAROĞLU, Cumhurbaşkanlığı makamına ve onun şahsında Tayyip Bey'e oy vererek onu Cumhurbaşkanı seçen millete hakaret etmekle itham edilmiştir.

Öncelikle açıklığa kavuşturulması gereken husus şudur.

Cumhurbaşkanına “diktatör” demek, hukuken  bir suç mudur, Cumhurbaşkanına hakaret midir?

Yargı kararlarına göre, “diktatör” demenin, Cumhurbaşkanına  hakaret suçunu oluşturmadığını görüyoruz.Zira;

Eskişehir Anadolu Üniversitesi'nde "Diktatörler sokakta devrilirler" yazılı pankart asan iki öğrenci, "Cumhurbaşkanı'na hakaret" suçundan yargılandıkları davanın ilk duruşmasında, savunma alınmasına bile gerek görülmeksizin, beraat ettirilmiş ve kararda; 'diktatör' kelimesinin, Büyük Türkçe Sözlük'te "bütün siyasi yetkileri kendinde toplamış kimse" olarak tanımlandığı belirtilerek, bu anlamda pankart yazısının da "siyasi eleştiri olmaktan başka bir anlam taşımadığı" vurgulanmıştır.

Bu yargı kararından hareketle; Anayasa hükümlerinin, Cumhurbaşkanı dahil, her Türk Vatandaşını ve her kurumu bağlayacağına, herkesin ve her kurumun, beğenseler de, beğenmeseler de, yürürlükteki anayasa hükümlerine uymakla mükellef bulunduklarına, hiç kimsenin kaynağını anayasadan almayan bir yetkiyi kullanamayacağına ilişkin anayasa hükmüne rağmen, yasal ve anayasal bir tabanı olmayan, ben doğrudan milletin oylarıyla Cumhurbaşkanı seçildim gerekçesiyle, parlamenter sistemi fiilen ortadan kaldırdığını, fiili başkanlık sistemini tesis ettiğini, yapılacak yeni anayasa ile kendisinin bu fiili durumuna anayasal bir kılıf hazırlanmasını açıkça ve alenen dile getiren, yaptığı tarafsızlık yeminini göreve başladığı andan itibaren ihlal eden, adeta bir anayasa suçu işlemekte olan, o kadar ki, en başta ana muhalefet partisi lideri KILIÇDAROĞLU olmak üzere, muhalefet partilerinin liderlerini doğrudan siyasi muhatap kabul ederek her fırsatta eleştiren, yargıya talimatlar veren ve onkları yönlendiren, meclisi istediği gibi kullanabilen,istediği yasayı çıkarttıran,ülkede bir canlı bomba patlaması ve çatlama olsa, ülkenin bir Başbakanı, İçişleri bakanı,o ilin Emniyet Müdürü ve Valisinin bulunmasına ve en son konuşacak kişinin kendisi olmasına rağmen,durumdan vazife çıkartarak, herkesten önce televizyonlara çıkarak bu patlamalar konusunda açıklama ve yorumlar yapan, bu görüntüsü ve icraatlarıyla, anayasaya aykırı olarak tüm yetkileri uhtesinde toplamış bir Cumhurbaşkanı profili çizen Tayyip Bey'e diktatör nitelemesinde bulunan KILIÇDAROĞU'nun bu eylemi; Cumhurbaşkanı Tayyip Bey'in, anayasadaki niteliklerine ve ona tanınan yetkilere uygun davranmadığı için, Cumhurbaşkanına hakaret suçunu oluşturamaz, bu nitelemeyi, anayasal sınırların  dışına çıkan Tayyip Bey'e yönelik, hukuki ve  siyasi bir eleştiri olarak değerlendirmek gerekir.

Tayyip Bey'e diktatör demek; AKP çevrelerinin iddia ettiği gibi, Tayyip Bey'in şahsında, cumhurbaşkanlığı makamına ve cumhurbaşkanlığına seçilmesi için kendisine oy veren %52 oranındaki milletimize de asla hakaret sayılamaz.

Ancak,  Cumhurbaşkanlığı makamında, anayasa hükümlerine ve yapmış olduğu tarafsızlık yeminine uygun olarak görev yapan bir Cumhurbaşkanın varlığına rağmen, hiç gereği yokken ve sırf o makamı yıpratmak amacıyla, Cumhurbaşkanına “diktatör” denilmesi halinde, Cumhurbaşkanlığı makamı hakarete uğramış olabilir ve kendi birliğini temsil eden milletimiz incinir.

Aynı şekilde, fanatik Tayyip Bey hayranlarını bir kenara koyarsak, Cumhurbaşkanı seçilsin diye Tayyip Bey'e oy veren milletimizin çoğunluğu da; kanunu bilmemek mazeret sayılmayacağına göre, cumhurbaşkanı seçilmesi halinde, anayasayı çiğnemeyeceğini, anayasaya uygun görev yapacağını, tarafsız bir Cumhurbaşkanı olacağını, yapmış olduğu yeminine sadık kalacağını düşünerek Tayyip Bey'e oy verdiklerine göre, tarafsız bir Cumhurbaşkanı olamayan, anayasayı ihlal eden, Cumhurbaşkanlığı yeminine sadık kalmayan Tayyip Bey'e, KILIÇDAROĞLU tarafından siyasi bir eleştiri amacıyla diktatör denilmesi, Tayyip Bey'e oy veren milletimize de asla hakaret ve saygısızlık olamaz. Bu eleştiri, belki de, Tayyip Bey'e tarafsız ve anayasaya uygun bir şekilde cumhurbaşkanlığı yapsın düşüncesiyle oy veren milletimizi memnun dahi eder.

Ancak, KILIÇDAROĞLU tarafından kurultay konuşmasında Tayyip Bey'e yönelik olarak sıkca  sarf edilen, “diktatör bozuntusu” sözünün; bir yönetim şekli olan gerçek anlamda bir diktatör dahi olamadığını ifade etmesi açısından, Tayyip Bey'in sadece kendi şahsını küçük düşürücü olduğu ve hakaret teşkil ettiği savunulabilir.

Son söz, bu makale, mahkeme kürsüsünün; iddia, savunma ve karar makamlarında  görev yapmış ve halen de savunma makamında görev yapmaya devam eden, yaklaşık elli yıllık bir hukukçunun, somut bir yargı kararı ve anayasamızın yürürlükteki hükümlerinin ışığında, tarafsız bir şekilde kaleme alınan hukuki bir değerlendirme yazısı olup, kimse yanlış bir şekilde, Tayyip Bey'i suçlayan, KILIÇDAROĞLU'nu aklayan bir yazı olarak değerlendirme yapmaya kalkışmasın.

18/01/2016
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi Avukat
Disqus Yorumları Yükle

0 yorum

Disqus Shortname

Comments system